Thursday 12 March 2009
Felsefe Doktoru ve bir Biyolog olan Lyall Watson’ un 1974 yılının Haziran ayında,Endonezya’nın doğusundaki Timor Timur adındaki adaya yaptığı yolculukta birebir yaşadığı fenomendir. Watson, aslında bu adaya başka bir fenomeni incelemek için gelmiştir, ama bölgeye gelmeden önce yakın bir köyde bir poltergeist vakası yaşandığı söylenince bu yeri öncelikle ziyaret etmeye karar verir.Bu evde ise, karı-koca, iki çocuğu ve bir de adamın kız kardeşi yaşamaktadır. Akşam birlikte yemek yerlerken bir ara, aniden evin sekiz yaşındaki çocuğu bir çığlıkla elindeki fincanı masaya düşürür. Watson hemen çocuğun elini incelediğinde, elinin üstünün nedensiz bir biçimde kanayan ve çocuğun diş izinin çapından büyük bir diş izi olduğunu görür.Olay bu kadarıyla da kalmamıştır.Tam o sırada lambanın alevi maviye dönüşerek birden parlar.Bununla birlikte,materyalize olayları da oluşur ve tuz yağmaya başlar. Bu olaylara garip sesler de eşlik eder ve masa da, içinde yabani bir hayvan olan kutu kapağı gibi sallanmaya,sıçramaya başlayarak devrilir. Watson, olaylar bitince yaptığı titiz ve ayrıntılı araştırmalar sonucunda hiçbir hile bulamaz. (Zaten hile yapılacak karakterde bir fenomen olmadığı gibi, bulunulan yer de buna uygun değildir.)

Ayrıca,bazı poltergeist vakalarında yine materyalize ile cisimlerin hareket ettirilmesinin sınırlı birkaç gün boyunca sürmesi ve buna neden olan kişinin tespit edilmesiyle, kovma işlemi olmaksızın birden sona ermesinin sebebi,bulunulan ortamdaki enerjinin o insanların beyinleri üzerindeki tesirleri ve Astrolojik etkilerin kişilerin koruyucu melekelerini zayıflatmasıyla birlikte,etkileşimi altında kaldıkları cinlerin o beyinler üzerindeki tesirlerinin artıp azalmasıdır. Çünkü bu tür etkileşimler, tamamıyla beyinle ilgili olduğu için, bir önce anlattığımız olaylarda da görüldüğü üzere çok daha güçlü (şiddetli) ve uzun, hatta anlatılan nedenlerden dolayı ömür boyu sürerken, kimilerinde de belirli bir süre,kiminde de çok çok kısa sürede olmaktadır. Bu sebepledir ki,etkilerin tamamı göz önüne alınmadığı ve olaylara tek bir açıdan bakılarak değerlendirilmediği için etkileşimlerin türü farklı olsa da mekanizması hep aynıdır.

Buna destek veren örneklerin biri de,poltergeist vakalarına katlanamayan ve bunalan insanların,rahatsızlık veren bu varlıklara kendilerini rahat bırakmaları için güçlü bir biçimde bağırmalarıyla olayların sona ermesidir ki,bunun oluşum şekli de,içten gelen bir biçimde yani şiddetli bir konsantrasyonla,beyindeki ilgili hücreleri, dolayısıyla koruma melekelerini harekete geçirmek suretiyle bu tür varlıklara blokaj oluşturmasıdır. Ya da olaya neden olan kişilerin o ortamlardan uzaklaştırılmalarıyla vakalar sona ermekte, ancak o kişi üzerindeki etkiler ( de bazılarında kalkmış gibi görünse de)aynı veya biçim değiştirmiş şeklinde devam etmekte ve ışınsal varlık(lar) kendini o kişiye mutlaka hissettirmektedir.

Bununla ilgili bir örnek de ünlü Amerikan kanalı Reality TV’de yayımlanmıştı. Programda, bir aile, benzer türden saldırıya uğrar ve belli bir süre sonra bu duruma dayanamayarak ev değiştirmeye karar verir. Ama nafile, olaylar sona ermez.Yine evde bıçaklar, kesici aletler havada uçuşmakta,bazen bulduğu yumuşak yerlere saplanmakta bazen de ev halkı merdivenlerden, yüksek yerlerden görünmeyen bir güç tarafından itilmekte, evdeki giyim eşyaları ve kumaşlar hiçbir neden yokken kesilmekte ya da kesilmiş bulunmaktadır. Eve bu konuyla ilgili din adamları çağrılır ancak, güçleri yeterli olamadığından başarılı olamazlar. Aile yine çareyi ev değiştirmekte bulur ve bu yer değiştirme on bir kez tekrarlanır. En sonunda kendileri özel bir ev yapmaya karar verirler ve tekrar Eyalet Üniversitesinden konuyla ilgili bir bilim adamı çağrılır.Bilim adamı ise birtakım enerji ölçer aletlerle evi inceler ve sonucunda evde ani enerji(ısı)sapmaları,değişimlerini saptar. İpuçlarını da dikkâtlice inceleyerek daha önceki diğer araştırmacıların da belirttiği gibi, bu insanların halüsinasyon türünden şeyler yaşayan insanlar olmadıklarını ortaya koyar.

0 comments:

My Blog List