Monday 21 July 2008
Buraya yazdiklarimi bir internet sitesinden alip tercume ettim.

Bir Haziran gunu, arkadasim ve ben pizzaciya gittik.

Kiz kardesi ve erkek kardesi, arbada on koltukta oturabilmek icin arabaya dogru kostu.

Arkadasim anne ve babasiyla yavas yavas yuruyordu. Evsiz gorunuslu biri onlerinde belirdi. Ac gorunuyordu, ve artiklarini istedi, onlarda arta kalanlarini adama verdiler. Adam tesekkur etti ve yurudu, arkadasim ve ailesi de yurudu. Arkadasim cok mutlu oldu. Daha sonra omzunun arkasindan baktiginda adam havadaydi.

-Kaitlyn




Tamam, Benim Adim Ian. Amcam Jack 5 yil once kalp probleminden oldu.

Bir gece, Odamdaydim saat 22 :00 civariydi, kitap okuyordum, koridorda bir ses duydum. Annem bodrum kattaydi, babam ve kardesim ise yataktaydi. Bende kim oldugunu anlamak icin kalktim, ve karanli bir figur orada duruyordu. Sonra bana bakip kayboldu.

Sabah kalktigimda onun amcam Jack oldugunu anladim.(cunku bana baktiginda yuzunu gordum ve amcam, Jack'e benziyordu )

- Ian B. 11 yasinda


TAVLA

Genç bi kiz ailesinin evde olmadigi bi aksam arkadaslarini davet etmis. kiz kiza yemisler, içmisler, derken içlerinden biri Hadi cin cagiralim demis. Ev sahibi kiz da hiç inanmazmis böyle seylere ama arkadaslarina ayip olmasin diye kabul etmis. Harfler kesilmis, fincan ortaya konmus ve elele bir masanin etrafinda daire olunup cin çagirma olayina girilmis. Cin gelmis gelmesine ama bizim kiz hala fincani arkadaslarinin ittigini dusunuyormus. Bi ara fincan hizli hizli harflere giderek soyle demis: Içinizde bana inanmayan biri var. Yarin saat 4’te o kisiyle tavla oynamaya gelecegim. Kizlar feci tirsmislar ama ev sahibi kiz hala dalgasindaymis isin. Saat çok geç olmadigi halde seans hemen bitirilmis ve kizlar evlerine dagilmis. Bizimki zaten o tür þeylere hiç inanmadigindan cin olayini ertesi sabah unutmus bile. Öglene dogru telefon çalmis. Arayan, kizin çok sevdigi, çok iyi anlastigi teyzesi

, Bugün içimde bi sikinti var, evdeysen bi ara sana ugruycam. Dertleselim biraz demis. Kiz da sevinmis teyzesini görecek diye, Hemen gel, ben de seni çok özledim demis. kiz, teyzesini hakikaten dertli ve solgun görmüs. Hosbes etmisler ama teyze hala dalginmis. Kiz, Teyzecim sen konustukça daha kötü oldun, istersen baska brey yapalim dems. Teyzesi de O zaman tavla oynayalým. Ne zamandir seninle oynamadik. Kafam dagilir biraz demis. Kýz tavlayi almaya giderken bi gece önceki olay aklina gelmis, Meger benim teyzem cinmis deyip gülümsemis. Kizla teyzesi güle oynaya tavla oynarken bi ara teyze tuvalete gitmek için kalkmis. O içerdeyken telefon çalmis Arayan kizin babasiymis Adamcagiz çok üzgün bi sesle konusuyormus: Kizim teyzen öglen bi trafik kazasi geçirdi. Durumu çok iyi degildi ama Allahtan ümit kesilmez deyip sana haber vermedik ama az önce teyzeni kaybettik, basimiz sagolsun


RUH

Öncelikle merhaba demem gerekiyor sanırım. Size yazacagım olay teyzamin basından geçmistir. Benim bütün teyzelerimin basından böyle seyler geçmistir hepsini yazmak isterdim ama sadece bir kaç tanesini yazacagım. Bir gün Ankara'ya gittigimde teyzemlerde kalmıstım.ben teyzem ve 2 kuzenim. Teyzem böyle seyleri konussmamızı istemiyordu ama biz yinede konusuyorduk. Kuzenim teyzemin (onun annesi oluyor) basından geçen bir olayı anlatıyordu. Vede sunu belirtmem gerek bu teyzem böyle seylerden hiç korkmaz yine sorarsın hiç ürkmedin mi diye hayır der. Yani gecenin 3 ünde yatırlarıyla ünlü bi köyde dısarı çıkma cesareti bile gösteriyor. Açıkca söylemek gerekirse ben asla çıkamazdım. Herneyse benim ölen bi kuzenim daha vardı. Ben hiç görmedim onu çünkü ya dogmamıstım yada 1 yasında bile degildim. Bir gün teyzem onun ölümünden sonra gece yatagında onu düsünmeye baslamıs öbür tarafta nasıl acaba? Diye kendi kendine soruyor ve aglıyrmus her gece oluyormus bu her gece istemeden aglıyormus. Bir gece yine onu düsünürken (normal olarak gözleri kapalı) bir karartı fark etmis ve gözlerini açmıs karsısında ölen kuzenim duruyormus. Bir süre teyzeme gülerek bakmıs ve el sallayıp gitmis. Sonra teyzem anlamıski öbür tarafta mutlu. O günden sonra hiç düsünmemis onu. Vede sadece kuzenim annesine yani benim diger teyzeme anlatmıs bunu vede o 2 kuzenimde gizli gizli dinlemisler. Vede bana anlattılar. Haa aklıma gelmisken bu teyzemin basından bir olay daha geçmis. Yine gece tuvalete gitmis sonra odasına geldiginde bi dedenin teyzemin sandıktaki geceligini giydigini görmüs sonra teyzem 'kısa gelmis dur çıkarda uzatayım'demis ve egilmis geceligin ucuna sonra dede kaybolmus elbisede yere düsmüs. Aslında bu anlatıkları bana biraz saçma geldi ama teyzem dogru oldugunu söylüyor (bizim ısrarımız üzerine anlatmıstı bunu). Zaten teyzemin yalan söyleyecegini sanmam. O gece 2 kuzenimle beraber hiç uyuyamadık çünkü hepside dogruydu bu anlatılanlarından sonra uyurken hep tıkırtılar duyduk vede sesler. Ama sabah kalktıgımızda komik geldi çünkü hepimiz korktugmuzda psikolojik olarak böyle seyler uydurabiliriz yada bazı esyaları ruha cine cadıya falan benzetebiliriz. Yazacagım o kadar çok sey varki artık onları da baska yazılarımda sizlere aktarırım.

TEHLIKELI YOLLAR

Izmir'in oldukça islek olan Inönü Caddesi'nde kaza eksik olmaz. Fakat bu kazaların nedeni sürücülerin ve yayaların dikkatsizligi degilmis. 1960'larda yapılan bu cadde, bazı yerlerde mezarlıgın üzerinden geçirilmis. Çanakkale'de Jandarma Kampı'nın önünden Izmir'e giden yol, civardeki en çok trafik kazası olan yolmus. Bu yolda haftada en az bir kere kaza oluyormus. Kazalar genelde kampın önünde olurmus. Çünkü geceleri savasta ölen askerlerin ruhları askeriyeyi ziyaret edermis. Bu görüntüden tırsan sürücüler direksiyon hakimiyetini kaybedermis.

Alıntı:efsaneler.com

UST KATTAKI KATIL

Büyük bahçeli bi villada yasayan genç bi çift, çocuklarını bakıcıya bırakıp dostlarının verdigi bi partiye gitmis. Bakıcı kız çocukları yatırdıktan sonra televizyon seyretmeye baslamıs. Bi ara telefon çalmıs. Kızcagız telefonu açtıgında karsısında hırıltılı bi sesle konusan biri varmıs: “Su an üst katta çocukların basucundayım. Sen de gelsene buraya. Huhahuha!” Kız feci korkmus haliyle. Ama kendini “Kesin salak bi telefon sakası bu” diye düsünüp sakinlestirmeye çalısmıs ve televizyonun sesini sonuna kadar açmıs. Telefon tekrar çalmıs. Aynı hırıltılı ses yine o histerik kahkahasını attıktan sonra, “Çocukların yanındayım. Hadi sen de gel yukarı” demis. Kız daha da korkmus ve santrali arayarak durumu anlatmıs. Santralde iyi bi kadın varmıs, “Adam sizi aradıgında bi’kaç dakika konusturun. Numarayı tespit eder, sonra da polise bildiririz” diyerek kıza yardımcı olmus. Bakıcı kız telefonu kapatır kapatmaz hemen çalmıs telefon. Aynı ses yine aynı sözleri tekrar etmis. Kız konusmayı uzatmaya çalısmıs ama sapık anlamıs bunu ve hemen telefonu kapatmıs. Bi’kaç dakika sonra tekrar çalmıs telefon, arayan santral memuresiymis ve panik durumdaymıs: “Hemmen kaç oradan! Arayan numaranın da adresi aynı. Yukarıda bi telefon hattı daha var demek ki!” Kız kossa kossa kaçmıs evden. Bu arada santraldeki kadın, polisi olaydan haberdar etmis bile. Polisler bi’kaç dak’kada adrese gelip eve girmis. Gerçekten de üst katta elinde kocaman bi kasap satırı olan bi katil yakalamıslar. Üst kat pencerelerinin birinden eve giren sapık katil iki çocugu öldürdükten sonra o telefonları etmeye baslamısmıs.

MEZARLIKTAKI YANGIN

Su an 17 yasındayım ve olay bundan 3-4 sene evvel YASANMISTIR. O yaz en büyük zevkimiz arkadaslarla gece asagı inmek idi ve hemen hemen indigimiz her gece birbirimize korku hikayeleri anlatırdık. Anlattıgımız hikayeler genelde kendi hayal ürünümüz olurdu fakat anlatırken sanki yasamıs gibi anlatırdık ve kendi uydurdugumuz hikayeye o ortamın verdigi gerilimle kendimiz de inanır ve korkardık. Içimizde en çok hikaye anlatan Nedim diye bir arkadasımız idi. Nedim yasça bizden büyüktü ve bizi korkutmayı iyi basarıyordu açıkçası. Yine böyle bir gecede Nedim bize çok ilginç bir hikaye anlattı. Hikayeye göre bazı insanlar sebepsiz yere içlerinden gelen bir atesle küle dönüsecek kadar yanıyorlarmıs. Bu yanma o kadar çabuk gerçeklesiyomuski, kendisini kurtarmaya zamanı olmuyormus kurbanın. Ayrıca bu olay kurban yalnızken gerçeklesiyormus, yani görgü tanıgı olmuyormus hiçbir zaman. Bu anlattıgı hikaye ilginç oldugu kadar inandırıcı gelmemisti çogumuza. Fakat Nedim evinden getirdigi ansiklopedi de yazılanları bize gösterince tüylerimiz diken diken olmustu hepimizin. Bu olaylar gerçek yasanmıs olaylar olarak anlatılıyordu ansiklopedide kanıtları ile. O gece eve kosar adımlarla çıktım ve bütün gece gözlerime uyku girmedi. Ertesi gün ise belki hepimiz için hayatımızın en korkunç günü olmustu. Gelen habere göre Nedim bir sokak arasında ölü bulunmustu ve isin ilginç yanı Nedim'in gömüldügü mezarlıkta 1 hafta sonra yangın çıkmıstı ve bütün mezarlar yok olmustur.Inanmayan arkadaslar eski gazeteleri karıstırabilirler. Tarih: 3 Eylül 1997, Mersin mezarlıgı orman tarafında onlarca mezar yanmıstır.



SEYTAN

Yıl 1994 temmuz ayı cumartesi aksamı.. Ben ve kardesim o aksam yemek yiyorduk ve aniden zil çaldı, kapıyı annem açtı.Kapıda olan kisiler arkadaslarımdı ve bizi asagıya çagırıyorlardı saat 10.00'na geliyordu sofradan kalkar kalkmaz asagıya indik arkadaslarımızla her gece korkunç hikayeler anlatırdık, (Gece dedim çünkü sabahlara kadar oturur hikayeler anlatır oyun oynardık) her kafadan bir hikaye çıkardı ortaya ama birbirimizi korkutmak için yarıs yapardık.O aksam herkez hikayesini anlattıktan sonra oyun oynamaya karar verdik, o zamanlar 11 yasındaydım ve saklanbaç oynamayı çok seviyordum. Ebe saymaya basladıgında herkes yerini almıstı ve bende, tabiki ben o anki olacak olaylardan haberdar degildim, kim bilirdiki seytanı karsımda görecegimi neyse konuya geçelim ben yerimde ebenin saymayı bitirmesini bekliyordum ebenin saydıgı binanın yan tarafındaydım ebebin sayması bitmedigi için sıkıntıya girmistim o, an arkamı dönmemle dona kalmam bir olmustu simdi seytanla karsıkarsıyaydım o herkesin bildigi gördügü bir tipten degildi (tabiki görenler için..) 2 metre boyu,yumrugum kadar iri ve kıpkırmızı gözleri çatal biçiminde uzun asası 2 adet iri buynuzları ve üstünde siyah birseyi vardı ama ayakları yoktu evet yanlıs okumadınız ayakları yoktu adeta uçuyordu o, anda vücudum çözülü vermisti hemen bahçenin ortasındaki kuyunun arkasına saklanmıstım ebe agladıgımı duyunca hemen arkadaslara haber verdi bu seytanı yakın arkadasımda görmüs ve oda çok korkmustu. (ismini vermeyecegim.) Ve bu olaylardan sonra her pisligin yanında cinlerin olduguna saitlik ettim. Ertesi sabah seytanı gördügüm yere geldik orada bulunan ev bombostu evin içinde bir el vardı ve sanki el bizi seyrdiyordu önce inanmadık sonrada banyoda gördük ev zemin kattaydı banyonun penceresinden içeri yumurta kartonu attık ve karton geri geldi ve bu olay bi kaç defa gerçeklesti ne zaman oraya gitsek üst kattakilerin kızını yerde baygın buluyorduk ve bu olaydan sonra bisey farkettimki ne zaman korkunç hikayeler anlatsak ozaman kötü seyler oluyordu ama anlatmayıda seviyorduk. Bu yüzden siz siz olun sakın korkunç seylerden bahsetmeyin eger cinlerden bahsedecekseniz kötü varlıklar diye konusun, bunu sakın unutmayın...

0 comments:

My Blog List